Kapadokya Sivil Mimarisi Kapadokya Eski Evler
Kapadokya Sivil Mimarisi Kapadokya Eski Evler

Bizans Uygarlığına Ait Sivil Mimari Örneği

Bizans İmparatorluğu, tarihin en uzun ömürlü imparatorluklarından biridir. 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesi ile ortaya çıkan Bizans İmparatorluğu, 1453 yılına kadar varlığını sürdürmüştür. İstanbul, Bizans İmparatorluğu’nun başkenti olup, günümüzde de birçok Bizans dönemi eserine ev sahipliği yapmaktadır. Bu eserlerden biri de “Chora Müzesi” olarak da bilinen Kariye Müzesi’dir.

Bizans Uygarlığına Ait Sivil Mimari Örneği: Kariye Müzesi

Kariye Müzesi, İstanbul’un Edirnekapı semtinde yer alan Bizans dönemine ait bir yapıdır. İlk olarak 6. yüzyılda kilise olarak inşa edilen yapı, daha sonra Osmanlı döneminde cami olarak kullanılmıştır. 1948 yılında müze haline getirilen Kariye Müzesi, Bizans dönemi mozaikleri ve freskleriyle ünlüdür.

Kariye Müzesi’nin en dikkat çekici bölümlerinden biri, “Deesis Mozaiği” olarak adlandırılan mozaiktir. Bu mozaikte, İsa ve Meryem’in yanında, İstanbul’un Bizans dönemindeki önemli isimlerinden olan İmparator II. Justinianus ve eşi Theodora da yer almaktadır. Mozaiğin altında ise, İmparator Justinianus’un inşa ettirdiği Ayasofya Kilisesi’nin minyatür bir tasviri bulunmaktadır.

Bizans Dönemi Sivil Mimarisinde Kullanılan Özellikler

Bizans dönemi sivil mimarisinde, genellikle taş ve tuğla malzemeleri kullanılmaktadır. Kariye Müzesi de bu malzemelerin kullanıldığı bir yapıdır. Ayrıca, Bizans dönemi mimarisinde, kubbeler ve yarım kubbeler sıkça kullanılmaktadır. Kariye Müzesi’nin iç mekanında da bu özellikler görülmektedir.

Bizans dönemi mimarisinde, özellikle mozaikler ve freskler sıkça kullanılmaktadır. Bu sanat eserleri, genellikle kiliselerde veya saraylarda bulunmaktadır. Kariye Müzesi de bu açıdan önemli bir örnektir. Müzenin iç mekanında, Bizans dönemine ait birçok mozaik ve fresk bulunmaktadır.

Bizans Uygarlığına Ait Sivil Mimari Örneği: İstanbul Surları

Bizans İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul, tarih boyunca birçok saldırıya maruz kalmıştır. Bu saldırılara karşı şehri korumak amacıyla, İstanbul’un çevresinde surlar inşa edilmiştir. İstanbul Surları, Bizans dönemi sivil mimarisinin önemli bir örneğidir.

İstanbul Surları, 5. yüzyılda inşa edilmeye başlanmıştır. Toplam uzunluğu 22 kilometreyi bulan surlar, İstanbul’un tarihi yarımadasını çevrelemektedir. Surların inşası, Bizans İmparatoru II. Theodosius döneminde başlamış ve 1453 yılına kadar çeşitli dönemlerde tamamlanmıştır.

İstanbul Surları’nın Özellikleri

İstanbul Surları, Bizans dönemi sivil mimarisinde kullanılan özellikleri yansıtmaktadır. Surlar, taş ve tuğla malzemeleri kullanılarak inşa edilmiştir. Surların en dikkat çekici özelliklerinden biri, savunma amaçlı yapılmış olan burçlardır. Burçlar, surların yüksekliği ile birlikte, İstanbul’un tarihi dokusuna da katkı sağlamaktadır.

Bizans dönemi mimarisinde sıkça kullanılan mozaik ve freskler, İstanbul Surları’nda bulunmamaktadır. Ancak surların bazı bölümlerinde yer alan kabartma süslemeler, Bizans dönemi mimarisinin özelliklerini yansıtmaktadır.

Sonuç

Bizans İmparatorluğu’nun uzun ömürlü varlığı, birçok sanat eseri ve mimari yapıya ev sahipliği yapmasını sağlamıştır. Kariye Müzesi ve İstanbul Surları, Bizans dönemi sivil mimarisi açısından önemli örneklerdir. Bu yapılar, Bizans İmparatorluğu’nun tarihine ve kültürüne dair ipuçları sunmaktadır.